Hong Kong Hakkında Tavsiyeler ve Notlar

Her şeyden önce en güzel detay, Hong Kong’a Türkiye’den vizesiz seyahat edebiliyorsunuz. Çin üzerinden aktarmalı olarak da çok rahat ve uygun fiyatlı şekilde burada ulaşabilirsiniz.

Hong Kong, Çin’e bağlı özel bir idari bölge olmasına rağmen, kendi para birimi, hukuk sistemi ve sınır kapıları olan yarı özerk bir şehir-devlet. 1997’ye kadar İngiliz kolonisi olan bu bölge, Doğu ile Batı’nın şaşırtıcı bir uyumla birleştiği yerlerden biri. Ancak bu uyum sadece kültürel değil, mimari, hukuki ve ekonomik düzeyde de hissediliyor.

Hong Kong dünyadaki en fazla gökdelene sahip yerleşim yeri olarak biliniyor ve bundan dolayı da “dünyanın en dikey şehri” olarak anılıyor. Üstelik bu gökdelenlerin çoğu Feng Shui kurallarına göre inşa edilmiş yapılar. Örneğin, bazı binaların ortalarında ejderhaların rahat geçebilmesi için bazı kapı geçitleri mevcut veya HSBC binasının girişinde kötü enerjiyi defetmek için aslan heykelleri ve aynalar yer alıyor. Bazı detaylar gerçekten ilginç 😊

Bu şehrin sadece yüzde 25’i yerleşime uygun olduğu için ciddi bir dikey yapılaşma söz konusu. Dolayısıyla 7.4 Milyon insan çok dar bir alanda bir arada yaşamaya devam ediyor. Halkın yüzde 90’ı da apartman dairelerinde küçük dairelerde hayatlarını sürdürüyor. Zaten geldiğinizde bina yapılaşmalarından da net şekilde anlayacaksınız.

Hong Kong’un  yüzde 40’ı yeşil alan ve milli parklarla kaplı. Şehrin birçok yerinde doğal bir biyofilik yaşam kültürü de gelişmiş durumda. Burası Jackie Chan, Bruce Lee gibi ikonların yetiştiği bir sinema endüstrisine sahip. Mong Kok bölgesi ise 1980’lerden kalma neon kültürünü hâlâ yaşatmasıyla ünlü ve burada gerçekten güzel görüntüler alabilirsiniz. Alt tropikal iklimi nedeniyle sıcaklık nadiren 10°C’nin altına düşüyor. O yüzden yılın her mevsimi gelinse dahi bahar aylarında gezmek daha kolay yoksa ciddi bir nem ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Şehirde hala cadde altlarında “villain hitting” adı verilen geleneksel bir büyü ritüeli uygulanmaya devam ediyor. Bu ritüele göre insanlar düşmanlarının adını yazıp terlikle döverek kötü şansı kovuyor. Hong Kong; sütlü çayı, yürüyen merdiveni (dünyanın açık havadaki en uzun yürüyen merdiveni), gökdelenler, özgün mutfağı derken gezmesi oldukça keyifli ve şık bir yer. Yorulmadan gezebileceğiniz, tadını çıkararak yemekler yiyebileceğiniz güzel bir lokasyon.

Hong Kong’a gelirseniz Sri Lanka, Singapur, Vietnam

Ulaşım (Octopus Kart)

Octopus Kart, Hong Kong’da ulaşım ve günlük harcamalarda yaygın olarak kullanılan, temassız ve ön ödemeli bir akıllı kart. Havalimanına indiğinizde ilk yapmanız gereken şeylerden biri bu kartı almak olsun derim. Metrodan markete, alışverişten otomatlara kadar neredeyse her yerde bu kart kullanılabiliyor. Tek kartla yaşam 😊

Kartın ücreti 150 Hong Kong Doları. Bu tutar sadece kart bedeli değil; içinde 100 HKD bakiye ve 50 HKD depozitoyu da içermekte. Dönüşte kartı iade ederseniz, kullanılmamış bakiyenizle birlikte depozitonuzu da geri alabilirsiniz.

Octopus Kart, hem zaman kazandırıyor hem de nakit taşıma derdini ortadan kaldırıyor. Özellikle toplu taşıma için bilet sırasına girmeden geçiş yapma imkânı sunması, şehirdeki hayatı inanılmaz kolaylaştırıyor. Bu arada küçük ama etkileyici bir detay vereyim. Bu sistem aslında 1997 yılından beri aktif. Yani Hong Kong, temassız ödeme altyapısına tam 30 yıl önce geçmiş. Hong Kong’da taksi vb. kullanmanıza gerek kalmadan şehrin her yerini toplu ulaşım sistemi ile çok rahat gezebileceğinizin altını özellikle çizeyim.

Hong Kong’da Nerelerde Konaklanır?

Hong Kong’u altını üstüne getiren biri olarak söyleyebilirim ki bence konaklanacak en güzel yer Central (Öneri 1 olarak işaretlediğim çember) olan bölge. Burası en kritik yerlere yürüme mesafesinde. Karşıya geçmek için ise vapur hemen önünde. Eğer burada veya yakınlarında yer yoksa karşıda Tsim Sha Tsui civarlarına da bakılabilir fakat Hong Kong keşfedilecek şeylerin yüzde 85’i Central bölgesindeki tarafta olduğu için karşıda yani Tsim Sha Tsui çevresinde konaklamanızı çok tavsiye etmem fakat otel bulamazsanız alternatif olarak değerlendirilebilir.

Ben ise her iki bölgede de yer bulamadığım için North Point metro istasyonun oradaki ibis Hong Kong North Point’te kalmıştım. Kötü değildi fakat kliması biraz fazla gürültülü çalıştığı için bazı zamanlar az zorlandım. Benim gibi o civarlarda yer bulamazsanız bu bölgede de kalabilirsiniz. Sadece git gel metro yolculuğu yapmanız lazım ama şehirde zaten çok gelişmiş bir metro olduğu için zorlanacağınızı da zannetmem.

Hong Kong Gezilecek Yerler

Hong Kong gezmesi keyifli ve kolay bir şehir. Metro ağı çok yaygın ve sizi her yere çok rahat ulaştırdığı için gezerken hiç zorluk çekmiyorsunuz. Hazırsanız en doğru Hong Kong planı nasıl yapılır o detaylara girelim. Ben burada beş gün kaldım ama yaptığım planı üç günde Hong Kong’u gezebilmek üzerine tasarladım. Daha fazla vaktiniz varsa esnek davranabileceğinizi şimdiden not düşeyim.

Bölge 1: CENTRAL – SOHO – MID-LEVELS

Önemli Not: Mekanların sıralamalarını lokasyon yakınlıklarına göre yaptım. Dolayısıyla isterseniz bu yazıdaki sıralama ile rahatça Hong Kong’u gezebilirsiniz.

Canavar Bina (Monster Building)

Burayı birinci sıraya koydum çünkü biraz bölgenin az dışarısında kalıyor. Monster Building’i sabahtan gezerseniz plan açısından işiniz çok rahatlar. Hong Kong’un en popüler, en ikonik yapılarından bir tanesi tartışmasız şekilde Canavar Bina (Monster Building). Burada tam 10 bin kişi yaşıyor. GPS sinyalleri insan yakınlığından birbirine karşılıyor. İnsanlar bazı dairelerde 2 metrekarelik yerlerde yaşıyor. Güneş ışığının günden sadece 20 dakika uğradığı bu ilginç yaşam kompleksi aslında ayrı bir komün gibi. Burası sosyal medyada “fotoğrafçıların mabedi” olarak da ün kazanmış. Bu yapı Transformers ve Ghost in the Shell gibi filmlerde de yer aldığı için çok daha ünlü hale gelmiş. Burası sadece bir bina değil, Hong Kong’daki yoğun şehirleşmenin sembolü hâline gelmiş. Burada toplamda 30-35 dakika arası harcayabilirseniz. İçerideki kahvecide de kısa bir mola tavsiye ederim. Buraya gelirken meşhur iki katlı ikonik tramway’ı kullanmanızı öneririm. Tam önünde de durak olduğu için hem güzel bir şehir yolculuğu yapar hem de çift katlı tramway keyfini yaşamış olursunuz.

Man Mo Temple

Man Mo Temple, Hong Kong’un en eski ve ruhani yapılarından bir tanesi. 1847 yılında inşa edilen bu tapınak, edebiyat tanrısı Man ve savaş tanrısı Mo’ya adanmış. Bu yüzden özellikle sınavlara hazırlanan öğrenciler tarafından ziyaret edilen bir yer. Tapınağın en göze çarpan görsel detayı ise tavandan sarkan dev spiral tütsüleri. Her biri bir dileği ya da duası simgeleyen bu tütsüler yavaşça yanarak günlerce tütmeye devam etmekteymiş. Geleneksel Kanton mimarisiyle inşa edilen Man Mo Temple, kırmızı ve altın renklerin yoğunluğu, aslan heykelleri ve karmaşık oymalarıyla dikkat çekiyor. Açıkçası çok önemli olmasına karşın 15-20 dakika ayırarak gezilebilecek bir yer. Giriş ise ücretsiz.

Halfway Coffee

Man Mo Temple ziyaretinden sonra sabah kahvenizi içebileceğiniz güzel bir mekan isterseniz tapınağa 200 metre mesafedeki Halfway Coffee derim. Burası vintage estetiğiyle öne çıkan bir kafe. Antika dükkanlarıyla çevrili bu sokakta, geleneksel Çin porselen fincanlarında servis edilen kahveleriyle güzel bir sabah kahvesi içebilirsiniz.

Upper Lascar Row – Antikacılar Çarşısı

Halfway Coffee’den kalkınca bulunduğunuz sokak Upper Lascar Row veya Cat Street olarak bilinen tarihi antikacılar çarşısı olarak geçiyor. Bu sokak 1920 yılından bu yana faal. Çok fazla vakit harcanmasa da bir 10-15 dakika antika satıcılarının ürünlerine bakmak güzel gelebilir. Bu arada Cantonca’da “çalıntı eşyalar” için kullanılan “fare malları” terimi ve bu eşyaları satın alanlara “kedi” denilmesi, sokağın “Cat Street” olarak anılmasına neden olmuş.

PMQ – Tasarım & Sanat Merkezi

Vaktiniz çok kısıtlı ise burayı pas geçebileceğinizi en başta belirteyim. PMQ (Police Married Quarters), aslında Hong Kong’un Central bölgesinde yer alan ve eski bir polis lojmanının dönüştürülmesiyle hayata geçirilen tasarım ve sanat merkezi. 1950’lerde inşa edilen yapı, bugün bağımsız tasarımcıların atölyeleri, pop-up mağazalar, sanat galerileri ve kafelere ev sahipliği yapıyor. Aslında büyük bir bina kompleksinin dönüştürülmüş şekli ve görmezseniz de eksiklik hissetmeyeceğiniz bir yer.  Burayı gezmek için 15-20 dakika maksimum yeterli olur.

Graham Street Market

Graham Street Market yaklaşık 160 yıllık geçmişiyle Hong Kong’un en eski açık hava pazarlarından bir tanesi konumunda. Queen’s Road Central ile Hollywood Road arasında uzanan bu dar ve eğimli sokak, taze meyve-sebze, deniz ürünleri, tofu, Çin sosisleri ve tuzlu ördek gibi geleneksel ürünlerin satıldığı tezgâhlarla dolu. Burası, Hong Kong’un modernleşen yüzüne rağmen, yerel yaşamın ve kültürün canlı bir yansıması olarak varlığını sürdürmeye devam eden güzel bir yer. Bu arada birçok Hong Kong fotoğrafında görülen Graham Street Wall Mural’da burada yer alıyor. Haritalara yazsanız dahi çıkacak bir adres.

Lan Fong Yuen (Hong Kong Sütlü Çayını İcat Eden yer)

Hong Kong’da en unutamayacağınız lezzetlerden bir tanesi kesinlikle özgü sütlü çay derim. Bunu da içebileceğiniz en iyi yer Lan Fong Yuen çünkü o meşhur sütlü çay buradan doğmuş. Burası 1952 yılında Lam Muk Ho tarafından Gage Street’te kurulan ikonik bir cha chaan teng (Hong Kong tarzı kafe) ve dai pai dong (açık hava yemek tezgahı) olarak biliniyor. Bu mekanın en önemli özelliği ise Hong Kong’un ünlü “silk-stocking milk tea” (siyah çay ve evaporated sütle yapılan sütlü çay) içeceğini icat etmesi. Lan Fong Yuen, Hong Kong’un geleneksel ve modern kültürünü bir araya getiren, tarihî ve lezzetli bir deneyim sunan çok keyifli bir mekan. Burada bir de meşhur tostundan yemenizi öneririm. Ertesi gün tekrar geldim, o kadar sevdim.

Tai Kwun – Eski hapishane, şimdi kültür kompleksi

Yine görmezseniz eksiklik hissetmeyeceğiniz fakat vaktiniz varsa bir görün diyeceğim bir yer. Burası eski hapishane, şimdi kültür ve sanat kompleksi. Eski bir hapishane olan Tai Kwun, 2006’da hizmet dışı kalmış ve 2018’de 3,8 milyar HK$’lık bir restorasyonla halka açılmış. Burası 2019 yılında UNESCO Asya-Pasifik Kültürel Miras Koruma Ödülü’nü kazanarak, tarihi koruma ve modern kültürü bir araya getiren örnek bir proje olarak tanınmış. Burayı gezmek için 15-20 dakika maksimum yeterli olur.

Central-Mid-Levels Escalators  

“Adamlar yapmış ya” dedirtecek bir şey varsa sanırım onlardan bir tanesi Central–Mid-Levels Escalator olur. Bu yürüyen merdiven dünyanın en uzun açık hava kapalı yürüyen merdiven sistemi. 1993 yılında açılan bu sistem, tam olarak 800 metre uzunluğunda. Sabah saat 06:00’dan 10:00’a kadar aşağı yönde, ardından gece yarısına kadar yukarı yönde çalışıyor. Central bölgesini gezerken mutlaka bineceğinizi garanti ederim çünkü yokuşları çıkmak kolay değil. Bu merdiven ile SoHo, Graham Street Market, Hollywood Road ve Man Mo Tapınağı gibi kültürel ve tarihi noktalara gidebilirsiniz, ara duraklarda inebilirsiniz. Ayrıca, bu yürüyen merdiven sistemi, “Chungking Express” ve “The Dark Knight” gibi filmlerde de yer aldığı için popüler kültürde de kendisine bir alan açmış durumda.

Victoria Peak / Peak Tram

Gün sonuna doğru yavaş yavaş Victoria Peak’e geçmek güzel olur. Burası Hong Kong’un en yüksek noktalarından bir tanesi olarak geçiyor. Şehrin manzarasını izlemek için de en ikonik noktalardan bir tanesi. Buraya ulaşmanın en nostaljik ve keyifli yolu ise Peak Tram. 1888’den beri çalışan bu eğimli tramvay aslında ikonik bir ulaşım aracı. Hemen araya gireyim ve tram’ı en güzel fotoğraf çekmek içi en yukarıdaki en baş kısma geçmeniz gerektiğini belirteyim.

Zirvede yer alan Sky Terrace 428 adlı gözlem noktasından şehri 360° izleyebilirsiniz. Burası alışveriş alanları, restoranlar ve yürüyüş parkurlarıyla sadece manzara değil, güzel deneyimlerde sunuyor. Bana sorarsanız ya sabah ya da akşam en güzel saatler. Ben gece çıktım ve şehir manzarası güzeldi ama genellikle sis olma durumu da oluyor. Eğer hava sisli olursa da burada sizi bekleyen profesyonel fotoğrafçılar var. Photoshop’da size güzel sürprizler yapabiliyorlar. (Aşağıdaki gibi)

Bilet fiyatları ise Peak Tram gidiş – dönüş bilet  ve Sky Terrace kombine bilet fiyati108 Hong Kong doları. Burada yaklaşık 1,5-2 saat harcayacağınızı da söyleyeyim.

Lan Kwai Fong – Gece Hayatı Bölgesi

Eğer Hong Kong’da gece dışarı çıkmak isterseniz Central bölgesinin kalbinde yer alan Lan Kwai Fong caddesini tavsiye ederim. Burası Barlar, publar, kokteyl salonları, kulüpler ve after’larla dolu. Cuma ve Cumartesi gecesi tam parti bölgesi. Özellikle batılı turistler ve expat’lar bu bölgede takılıyor. Mekan olarak ise Dragon-i, Bungalow ve CÉ LA VI mekanlarını öneririm.

Bölge 2: TSIM SHA TSUI – KOWLOON

Eğer Central civarlarında kalıyorsanız bence karşı tarafa metro yerine vapurla geçin derim. Vapur keyfi güzel oluyor açıkçası. Bu kritik notu düştükten sonra hazırsanız Bölge 2’ye başlayalım 😊 Aşağıdaki yazdığım sırasıyla ilk üç yer vaktiniz bol ise yapılacaklar arasında.

Nan Lian Garden

Burası vaktiniz bol ise geleceğiniz bir yer olsun derim. Nan Lian Garden, Hong Kong’un Diamond Hill bölgesinde yer alan ve Tang Hanedanı mimarisinden ilham alınarak tasarlanmış huzurlu bir Çin bahçesi ama gerçekten keyifli bir dizaynı var. Burası yaklaşık 3,5 hektarlık bir alana kurulu. Tam anlamıyla gezmek isterseniz 3-4 saat alabilir ama o kadar süreye gerek yok kanısındayım. En dikkat çekici yapısı ise altın sarısı renkli Pavilion of Absolute Perfection ve ona uzanan kırmızı ahşap köprü. Nan Lian Garden, Hong Kong’un en sakin ve fotojenik köşelerinden biri konumunda.

Goldfish Market

Yine vaktiniz olursa gezmenizi önerdiğim ikinci yer çünkü Japon balıklarından başka bir şey yok gibi bir şey 😊 Goldfish markette adı üzerinde her yerde büyük Japon balıklarını izleyen Asyalılara denk geleceksiniz. Bu sokak, özellikle feng shui’ye inananlar arasında altın balığın uğur ve bolluk getirdiği inancıyla ünlü. Dükkanlarda satılanlar arasında sadece altın balıklar değil; nadir Japon koi’leri, yılan balıkları, akvaryum aksesuarları, bitkiler ve minyatür kaplumbağalar da yer alıyor.

Ladies’ Market

Son olarak vaktiniz olursa gelin diyeceğim yer ise Ladie’s Market. Burası kopyala yapıştır pazarlardan bir tanesi ve öyle bir özelliği de yok ama işte notlar arasında yer alıyor, o detayını anlamadım. Ladie’s Market, bir kilometre boyunca uzanan ünlü bir açık hava pazarı. İsmini geçmişte daha çok kadınlara yönelik ürünler satılmasından almış. Pazarda kıyafetlerden takılara, çantalardan elektronik eşyalara, hediyeliklerden oyuncaklara kadar geniş bir yelpazede ürün bulabilirsiniz.

1881 Heritage

TSIM SHA TSUI bölgesinin gerçekten en gezilecek yerleri arasındaki ilk notum 1881 Heritage. Burası şehrin tarihiyle modern lüksü birleştiren güzel bir kompleks. 1884 yılında tamamlanan bu yapı, 1996 yılına kadar Hong Kong Deniz Polisi Karargâhı olarak hizmet vermiş. Bu kompleks, Viktorya dönemi mimarisiyle dikkat çeken ana bina, at ahırları, Zaman Topu Kulesi (Time Ball Tower) ve Eski Kowloon İtfaiye İstasyonu gibi tarihi yapıları içeriyor. Burada tarihi hücreleri, güvercin evlerini ve orijinal dökme demir şömineleri görebilirsiniz. Keyif alacağınızı düşündüğüm bir yer. Burayı 20-25 dakika da gezebilirsiniz.

Tsim Sha Tsui Clock Tower

Victoria Limanı’nın kıyısında yer alan Tsim Sha Tsui Clock Tower, 1915 yılında tamamlanmış. 100 yılı geçkin 44 metrelik kırmızı tuğlalı saat kulesi, eski Kowloon–Canton Demiryolu İstasyonu’nun ayakta kalan tek parçasıymış. Bu nedenle hem kolonyal dönemin mimarisini hem de kentin demiryolu tarihine tanıklık eden bir eser. Çevresindeki parkta bir o kadar buraya keyif katmış. Burayı gezmek için ekstra bir zaman harcamanıza gerek yok görüşündeyim. Zaten bir şekilde önünüze çıkıyor ve 5-10 dakika görülse çok yeterli olur.

Hong Kong Cultural Centre

Victoria Limanı kıyısında yer alan ve şehrin en önemli sanat merkezlerinden biri olan Hong Kong Cultural Centre, 1989 yılında açılmış. Bu yapı opera, bale, tiyatro ve klasik müzik gibi birçok disiplinde dünya standartlarında performanslara ev sahipliği yapıyor. Özellikle geceleri buradaki etkinliklere bakabilirsiniz. Alana giriş ise ücretsiz.

Hong Kong Uzay Müzesi

Burası Hong Kong’un ilk ve tek planetaryumu olması bakımından önemli. Eğer uzaya merakınız varsa buraya girmenizi öneririm. İçerisinde birçok özel gösterim ve evrenin oluşumuna dair detaylar yer alıyor. Sergi salonlarına giriş 10 HKD, indirimli biletler ise 5 HKD. Uzay temalı gösterimlerin bilet fiyatı ise genellikle 30–40 HKD arasında değişmekte. İlginiz yoksa buraya 30-40 dakika ayırmanız yeterli olur. İlginiz varsa 80-90 dakikayı bulabilir.

* Planetaryum: Güneşin, yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin yapay görüntüsünün özel bir yansıtıcı yardımıyla kubbe şeklindeki tavana yansıtıldığı gösteri salonlarına verilen isimdir.

K11 (Dünyanın ilk sanat alışveriş merkezi)

2009 yılında açılan bu yedi katlı kompleks, alışveriş deneyimini kültürel bir yolculuğa dönüştürmeyi amaçlamış. Burası dünyanın ilk sanatsal alışveriş merkezi. Burada gezerken her yerde eş zamanlı olarak sanatın ruhunu, detaylarını hissedebilir ve deneyimini yaşayabilirsiniz. İçerisinde yaklaşık 30-35 dakika vakit harcasanız yeterli olacağı görüşündeyim. Tabii ki çok sevdiğiniz bir sergiye denk gelirsiniz onu bilemem 😊 Düzenlenen sergiler, atölye çalışmaları, mini konserler ve film gösterimleriyle kültürel etkinlikler sürekli olarak ziyaretçilere açık konumda ve ücretsiz.

Avenue of Stars

Burası K11 alışveriş merkezinin hemen önünde yer alan ve şehrin film endüstrisine adanmış ikonik bir yürüyüş yolu. Burada yaklaşık 100’den fazla ünlü oyuncu ve yönetmenin el izleri, ahşap korkuluklara entegre edilmiş. Bu el izlerinin yanında yer alan QR kodlar sayesinde de bu sanatçılar hakkında bilgilere ve film kliplerine ulaşmak mümkün. Buranın içerisinde yine meşhur Bruce Lee Heykeli heykelini de bulabilirsiniz. Hong Kong şehir manzarasını en güzel izleyebileceğiniz lokasyonlardan bir tanesi de tam olarak burası. Ama asıl önerim burada bulunan Starbucks’da bir kahve içerek seyir terasından şehri keyifli bir şekilde izlemeniz olur.

Symphony of Lights – Dünyanın En Büyük Açıkhava Işık Şovu

Hong Kong’a gelince kesin yapın dediğin şeylerden bir tanesi de her gece 20:00’da düzenlenen Symphony of Lights’ı izlemek olur. Symphony of Lights dünyanın en büyük kalıcı açık hava ışık ve ses gösterisi. 2004 yılında başlatılan bu gösteriye 43 bina ve iki önemli yapı katılıyor. Bu yapılardan lazerler, LED ışıklar, projektörler ve senkronize müzik eşliğinde yaklaşık 10 dakika süren bir gösteri gerçekleşiyor. Bu gösteriyi en iyi izleme yerleri ise Tsim Sha Tsui’deki Avenue of Stars, Wan Chai’deki Golden Bauhinia Meydanı ve Victoria Limanı. Bana sorarsanız en iyisi ise Victoria Limanı’ndaki yerler. Ses buralarda çok daha iyi çıkıyor.

BÖLGE 3: Big Buddha (Lantau Adası)

Big Budha

Hong Kong’da eğer vaktiniz varsa görülecek yerlerden bir tanesi Big Buddha derim. Hong Kong’da vaktiniz varsa, görülmesi gereken en etkileyici yerlerden biri kesinlikle Big Buddha (Tian Tan Buddha). Lantau Adası’nda yer alan bu dev bronz heykel, 34 metre yüksekliğiyle dünyanın en büyük açık hava Buddha heykellerinden bir tanesi. Heykele ulaşmak için 268 basamaklı merdiveni tırmanmanız gerekiyor. Özellikle merdivenlerden çıkarken, manzara ve sisle örtülmüş dağlar arasında eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Havanın zaman zaman sisli olması, heykele mistik bir hava katıyor.

Big Buddha’ya ulaşmak için MTR ile Tung Chung İstasyonu’na gidin. Exit B’den çıktıktan sonra yaklaşık 5 dakikalık yürüyüşle Ngong Ping 360 Teleferik İstasyonu’na varabilirsiniz. Teleferik yolculuğu yaklaşık 25 dakika sürüyor ve etkileyici doğa manzaraları sunuyor. Yolculuk süresi gidiş-dönüş toplamda yaklaşık 2.5–3 saati bulabilir, planlamanızı buna göre yapmanız faydalı olur.

Teleferik Biletleri:

  • Standart kabin (gidiş-dönüş): ~300 HKD
  • Crystal Cabin (cam tabanlı): ~365 HKD
    Standart kabinde özellikle dönüşte 30–40 dakikalık bir sıra olabilir. Vaktiniz kısıtlıysa Crystal Cabin tercih ederek zaman kazanabilirsiniz.

Heykelin hemen yanında yer alan Po Lin Manastırı, Hong Kong’un en kutsal Budist alanlarından biri. Dua salonları, tütsü alanları ve geleneksel vejetaryen restoranıyla dinlenme içinde uygun bir alan. Dilerseniz yürüyerek Wisdom Path (Bilgelik Yolu)’na da geçebilir, devasa ahşap sütunlar üzerine yazılmış Taoist metinler arasında kısa ama anlamlı bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Hong Kong’da Ne Yenir, Ne İçilir?

Fırınlanmış Kaz (Kam’s Roast Goose)

Fırınlanmış Kaz, Hong Kong’un en ikonik ve geleneksel lezzetlerinden biri. Bu eşsiz yemeği en iyi şekilde deneyimleyebileceğiniz adres ise şüphesiz Kam’s Roast Goose. 2015 yılından bu yana her yıl kesintisiz olarak Michelin yıldızı alan bu restoran, yerel halk kadar dünya genelinden gelen gurmelerin de gözdesi. Kaz eti, özel bir marine sosla hazırlanıp odun fırınında pişiriliyor. Dışı çıtır çıtır, içi ise sulu ve yumuşak, lezzet dengesi efsane bir yemek. Ortalama iki kişi, 1.200 – 1.700 TL (yaklaşık 300–400 HKD) civarında doyurucu bir öğün yiyebilir. Restoran oldukça popüler olduğu için 40–50 dakikalık bir sıra beklemek gerekebiliyor. Detaylar ve deneyim, aşağıdaki vlog’da!

Pineapple Bun

Pineapple bun, Hong Kong’un en sevilen atıştırmalıklarından biri. Adında ananas var ama içinde ananas yok! Üstü kıtır, altı yumuşacık. Tereyağlısı ayrı güzel. Sıcak sıcak, yanında sütlü çayla tam bir keyif ikilisi. Sabah kahvaltısı gibi ama tatlı kaçamaklı olanından. Pineapple Bun’ı yemek için ise önerim mekanlarım Kam Wah Café – Mong Kok (pineapple bun’ın efsane adresi), Tai Cheong Baker ve Bakehouse (çok yaygın)’da yiyebilirsiniz.

Egg Tart

Portekiz tatlısı “Pastel de Nata” seviyorsanız işte tam bunun Hong Kong versiyonunun adı Egg Tart. Bu yiyecekte daha sade ve yumuşak bir yumurta-süt karışımı var. Hamurları da birbirinden biraz farklı. Tadı ise güzel. Birçok yerde bundan bulabilirsiniz fakat en sık bulabileceğiniz yerler Bakehouse (Bölge 1) ve Honolulu Coffee Shop (Bölge 1). En meşhuru ise yine Bölge 1’de yani Central’da yer alan Tai Cheong Bakery.

Dim Sum (Karidesli Dumpling)

Çin mutfağının özellikle Kanton bölgesine ait, küçük porsiyonlarda servis edilen ve genellikle buharda pişirilen ya da kızartılan yemeklere Dim Sum deniliyor. Bunların arasında ise en sevdiğim karidesli dumpling oldu. Bunu en güzel yiyebileceğiniz mekanlar ise Tim Ho Wan (Michelin Yıldızlı), DimDimSum Dim Sum Specialty Store (Bölge 2’de) ve Luk Yu Tea House (Bölge 1’de) ya da Yuan Ji Yun Jiao.

Lan Fong Yuen – İkonik sütlü çay noktası

Lan Fong Yuen, Hong Kong’un en ikonik sütlü çayın en ünlü durağı. 1952 yılında kurulan bu mütevazı cha chaan teng, Hong Kong’un çay kültürünü başlatan yer olarak biliniyor. En ünlü içeceği olan “silk stocking milk tea” (naylon çorap çayı), özel oranlarla harmanlanan Ceylon çay yapraklarının beş kez süzülerek hazırlanmasıyla yapılıyor. Bu özel teknik çaya yoğun bir aroma, kadifemsi bir doku ve pürüzsüz bir içim kazandırdığı için tadı da alıştığımızdan çok farklı. Hem sıcak hem soğuk olarak denemenizi öneririm.

Ayrıca burada French Tost’u da kesin deneyin derim. Kalın dilimlenmiş tost ekmeği, yumurtaya bulanıp kızartılıyor ve genellikle üzerine tereyağı ile yoğunlaştırılmış süt (veya bal) gezdiriliyor. Çok acayip güzel oluyor.

Wonton Noodle

Mak’s Noodle (麥奀雲吞麵世家), Central bölgesinin kalbinde yer alan bir efsane. Burası 1960’lardan bu yana nesilden nesle aktarılan tarifle hazırlanan wonton noodle’larıyla ünlü. nce, oldukça al dente erişteleri, pürüzsüz ve umami dolu et suyu ve hafif wontonlarıyla öne çıkan bir yer. Buraya gelirseniz burada bir wonton noodle yemenizi öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir