Zürih Hakkında Tavsiyeler ve Notlar

Yeni yerler keşfetme turumda bu kez rotamı İsviçre’nin en büyük şehri Zürih’e çevirdim. Aslında burası benim için yabancı bir durak değil; daha önce iki kez, kışın karlarla kaplı sokaklarını adımlamıştım. Bu kez ise Temmuz ayında, şehrin yaz yüzünü keşfetmek için buradayım.

Zürih, yalnızca İsviçre’nin değil, dünyanın da ekonomik açıdan en güçlü şehirlerinden biri. Yaklaşık 420 bin kişinin yaşadığı şehir, Alp Dağları’na sadece 30 km mesafede bulunuyor. Bu yakınlık sayesinde Zürih, kışın sert soğuklarıyla ünlüyken, yazın bile serin havasını koruyan bir şehir olmayı başarıyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 65’ini Protestan ve Katolikler oluşturuyor, Müslümanların oranı ise %1 civarında. Kültürel çeşitliliğin ve düzenin uyum içinde aktığı Zürih, yaz aylarında bile ferahlatıcı bir esintiyle şehri dolaşanlara nefes aldıran bir atmosfere sahip.

İki bölgeye ayrılmış bu şehri keşfetmek için 2 günlük bir sürenin yeterli olacağını düşünüyorum. Yalnızca bazı uzak noktaları görmek isterseniz, gününüze erken başlamanızı tavsiye ederim. Özellikle kış aylarında, havanın saat 17.00 civarında kararmaya başladığını göz önünde bulundurarak plan yapmak oldukça önemli. Zürih, günün her saati güvenle dolaşabileceğiniz bir şehir. Ancak hafta sonları birçok dükkan kapalı olduğu için alışveriş planlarınızı hafta içine denk getirmek işinizi kolaylaştırır.

Bu şehri dolaşmaya başladığınızda sizi en çok şaşırtacak detaylardan biri de şehrin dört bir yanına yayılmış olan çeşmeler olacak. Burada 1.250’den fazla çeşme bulunuyor, üstelik bu kadar pahalı bir şehirde su için ücret ödemeden temiz ve lezzetli su içebilmek gerçekten keyifli. Ayrıca şehirde İngilizce bilme oranı oldukça yüksek. Bu sayede iletişim kurarken zorluk yaşamadan restoranlarda sipariş verebilir, insanlarla kolayca yön tarifi alabilir ve günlük akışınızı rahat sürdürebilirsiniz.

Önceki gelişlerime kıyasla bu kez şehrin gerçekten çok pahalı olduğunu hissettim. Elbette bunda Türk lirasının son dönemde kaybettiği değer de büyük rol oynuyor. Bu durum, Zürih gibi zaten pahalı sayılabilecek bir şehirde günlük harcamaların bile gözle görülür şekilde artmasına neden olmakta.

Bu şehri yürüyerek gezebileceğinizin de altını çizmeliyim. Dilerseniz şimdi en derin detayına kadar Zürih’i keşfetmeye başlayalım 🙂

ZÜRİH’DE ULAŞIM

Ulaşım için Hangi Uygulama

Zürih’te ulaşım bilgilendirmesi ve gidilecek yerleri öğrenmek için Google Maps’i kullanmanızı tavsiye ederim. Tüm ulaşım sistemi Google Maps ile entegre durumda. Gideceğiniz her yeri harita üzerinde çizerek bilgi alabiliyorsunuz. Üç gün boyunca Google Maps sayesinde rahat ve kolay ulaşım sağladım. Ek olarak SBB Mobile uygulamasını da kullanabilirsiniz fakat Google Maps kadar kullanışlı olmadığını baştan söylemeliyim.

Raylı Sistemler ve Zürih Kart

Zürih’de raylı sistemler oldukça gelişmiş durumda. Bu şehirdeki tüm ulaşım planlamanızı raylı sistemler üzerinden yapabilirsiniz. Tek yön tramvay biletinin ücreti 4 CHF. 3 Günlük Zürih Kart’ın ücreti ise 53,5 CHF. Eğer ki iki veya üç günlük kart alırsanız bu kart ile şehirdeki otobüs, tramvay ve vapurlara ücretsiz binebilme ve müzelere ücretsiz girebilme imkanınız da oluyor. Tren seferlerinin sabah 06:00 ile 23:59 arasında yapıldığının da altını çizelim.

Taksi

Zürih’te resmi tarifeye göre daily rate (normal tarifede) açılış ücreti 6.75 CHF; kilometre başına ücret ise 3.80 CHF. Taksilerde trafik sırasındaki bekleme ücreti ise yaklaşık 1,33 CHF. Çok tercih edilmemesine karşın yine de alternatif bir ulaşım yöntemi. Benim önerim UBER’i daha ağırlıklı kullanmanız olur fakat tek başınıza seyahat ediyorsanız en güzeli şehir kartı almak.

Havalimanı-Şehir Merkezi Ulaşımı

İsviçre’nin en büyük havalimanı olan Zürih Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için en pratik yöntemlerden biri 10 numaralı tramvayı kullanmak. Yolculuk yaklaşık 33 dakika sürüyor ve bu süre boyunca şehrin farklı bölgelerini yakından görme fırsatınız oluyor. Eğer yanınızda çok büyük eşyalarınız yoksa, kesinlikle tramvayı tercih etmenizi öneririm. Alternatif olarak, Uber ile şehir merkezine gitmek isterseniz yolculuk genellikle 20–23 CHF arasında tutuyor. Birkaç kişi birlikte seyahat ediyorsanız bu yöntem ekonomik ve konforlu bir alternatif olabilir. Ancak taksi kullanmayı düşünüyorsanız dikkatli olun; bazı taksiler havalimanından şehir merkezine 45–50 CHF arasında ücret talep edebiliyor. Bu nedenle yalnız seyahat ediyorsanız tramvay hem ekonomik hem de şehirle ilk teması kurmak için keyifli bir seçenek olacaktır.

ZÜRİH’TE KONAKLAMA

Bu seyahatimde eski şehrin ruhunu daha çok hissetmek istedim ve Marktgasse Hotel’de kaldım. Daha önce Zürih’te AirBnb tercih etmiştim ama bu kez eski şehrin tam içinde olmak istedim. Otelin ekibi oldukça ilgili, hizmet kalitesi beklentimin üzerindeydi. Fiyat olarak bu bölgede kalınabilecek otellere göre biraz daha uygun, konumu ise gerçekten çok iyi. Sabah yürüyerek Limmat Nehri kenarına inebiliyorsunuz. Hiçbir toplu ulaşım kullanmadan şehrin merkezini rahatlıkla gezebiliyorsunuz.

Bunun dışında ise VISIONAPARTMENTS Gerechtigkeitsgasse veya City Pop 2Night Zürich City’i tavsiye ederim. Burası da biraz daha uygun ve yine ulaşım vb. detaylar açısından da gayet alternatifler.

ZÜRİH’TE GEZİLECEK YERLER

Bu şehri gezerken aşırı planlı bir rota çizmenize gerek yok çünkü Zürih oldukça kompakt bir şehir. Eğer 2 gününüz varsa, ilk gün Uetliberg ve Lindt Çikolata Fabrikası ile başlayın derim. İkisi de şehir merkezinden otobüsle sadece 15 dakika uzaklıkta, ziyaretleri ise maksimum 70-80 dakikanızı (belki Uetliberg biraz daha uzun) alıyor. Uetliberg’ten Lindt’e geçiş de otobüsle yaklaşık 35 dakika sürüyor. Öğlene kadar bu iki noktayı tamamlayabilirseniz sonrası çok rahat çünkü Zürih merkezde gezeceğiniz her yer birbirine 4-5 dakika yürüme mesafesinde. Bu da acayip konforlu oluyor. Dilerseniz sıkı bir planla tek günde bile bu şehri gezebilirsiniz, ama Zürih’in tadını çıkarmak için sokaklarında dinlenerek dolaşmayı unutmayın.

BÖLGE 1 

Hazırsanız ilk durağımız sabah kahvenizi yudumlayacağınız ve bol oksijen alacağınız Uetliberg.

Uetliberg

Uetliberg, Zürih’te yer alan ve 870 metre yüksekliği ile şehri kuş bakışı izleyebileceğiniz muhteşem bir dağ. Buraya gelmek isterseniz ikinci günün Doğal güzelliğiyle bile başlı başına ziyaret edilmeyi hak eden Uetliberg, özellikle Zürih manzarasını geniş bir perspektiften görmek isteyenler için ideal bir durak. Zirveye ulaşmak için şehir merkezinden S10 treni ile yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Tren istasyonundan indikten sonra zirveye ulaşmak için yaklaşık 25 dakikalık bir yürüyüş daha yapmanız gerektiğini de belirteyim. Uetliberg’in zirvesinde bir gözetleme kulesi, bir televizyon kulesi ve bir otel bulunuyor.

BÖLGE 2

Bol oksijenden sonra eğer çikolata komasına girmeye hazırsanız sizi Lindt Çikolata Fabrikasına davet ediyorum 🙂

Lindt Home of Chocolate

Lindt Çikolata Fabrikası, çikolata severler için tam bir cennet. Buraya şehir merkezinden otobüs veya trenle kolayca ulaşabilirsiniz. İçerisinde yer alan interaktif müze, dünyaca ünlü Lindt çikolatalarının hikayesini keyifli bir şekilde keşfetmenizi sağlıyor. Buraya girdiğinizde sizi karşılayan dünyanın en büyük çikolata çeşmesi var. Buraya geliyorsanız müzeyi de gezin derim çünkü çok başka bir şey yok. Müze ücreti ise kişi başı 17 CHF. Belirli saatlerde alınıyor ama rica ederseniz aralara da alabiliyorlar. Müzede çikolatanın tarihi, üretim aşamaları ve farklı türleri hakkında bilgi alırken interaktif alanlarda deneyim yaşayabiliyorsunuz. Ayrıca müzeyi gezerken ücretsiz çikolatadan komaya girebilirsiniz. 🙂 Çıkışta yer alan dev Lindt mağazasında dilediğiniz kadar farklı çikolata tadabilir ve alışveriş yapabilirsiniz.

FIFA Dünya Futbol Müzesi

FIFA Dünya Futbol Müzesi, 28 Şubat 2016 tarihinde kapılarını açmış ve dünyanın en popüler sporuna adanmış etkileyici bir merkez. 3.500 m²’lik alana yayılan  bu bina, sadece bir müze olmanın ötesinde spor bar, bistro, kafe, kütüphane, müze dükkanı ve konferans salonlarıyla tam bir futbol kültürü merkezi. Müze içerisinde dünya kupası tarihine ışık tutan 1.000’den fazla obje bulunuyor. Sergilenen objelerin birçoğu, dönemin ünlü futbolcuları tarafından imzalanmış olmasıyla daha da özel hale geliyor ve futbol tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Tesis Pazartesi günleri kapalı ve burada Zürih kartınızı kullanamıyorsunuz. Giriş ücreti ise yetişkinler için 24 CHF. Burayı gezmek için ortalama 1 saat yeterli olur düşüncesindeyim.

BÖLGE 3

Merkezden uzak noktaları bitirdiğimize göre artık şehrin kalbindeyiz. Hazırsanız şehrin tam kalbine sert bir dalış yapalım.

St. Peterskirche Kilisesi

St. Peterskirche, gotik mimarisiyle öne çıkan ve 15. yüzyılda inşa edilmiş tarihi bir kilise. Zürih’in dört önemli kilisesinden biri olan St. Peterskirche’i farklılaştıran en önemli özellik ise üzerinde yer alan devasa saati. Kilisenin duvarında yer alan, 9 metre çapa sahip bu saat, bugün Avrupa’nın en büyük çalışan duvar saati olma unvanını bu kilisedeki saate ait. Şehrin birçok noktasından görülebilen bu saat, Zürih’in sembollerinden biri haline gelmiş durumda. Ziyaret saatleri Pazartesi – Cumartesi: 10:00 – 18:00, Pazar: 11:00 – 17:00 arasında. Girişin ücretsiz olduğu St. Peterskirche’de özellikle mermer sütunlar dikkat çekici bir güzelliğe sahip. Kilisenin sade ama etkileyici iç mimarisi, huzurlu bir atmosferde tarihle baş başa kalmanızı sağlıyor.

Fraumünster Kilisesi

Fraumünster Kilisesi, Roma tarzında inşa edilmiş ve Zürih’in merkezinde yer alan tarihi bir yapı. 853 yılında Kral Louis’in emriyle inşa edilen bu kilise, şehrin en önemli dört kilisesinden biri olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda “Church of Our Lady” olarak da biliniyor. Fraumünster Kilisesi, tarih boyunca sadece dini bir yapı olarak kalmamış; bir dönem Zürih’te para basma yetkisine sahip olmuş ve şehrin ticari tarihinde önemli bir rol oynamış. Kiliseyi ziyaret ettiğinizde en çok dikkat çeken detaylardan biri ise renkli vitray camları oluyor. Özellikle gece yapılan ışıklandırma ile birlikte bu vitraylar etkileyici bir görünüme kavuşuyor ve şehrin gece siluetine estetik bir değer katıyor.

Lindenhof Tepesi

 

Zürih Eski Şehri

Zürih Eski Şehri (Old Town – Altstadt), Limmat Nehri’nin her iki yakasına kurulmuş, şehrin en keyifli ve karakteristik bölgelerinden biri. Zürih’in merkezi, büyük ölçüde bu tarihi bölge etrafında şekillenmiş durumda. Hochschulen, Rathaus, Lindenhof ve şehrin tarihi mahallelerini kapsayan Eski Şehir, mimari açıdan oldukça zengin bir dokuya sahip. Dar taş sokaklar, iyi korunmuş tarihi binalar ve renkli cepheli evler, bu bölgeyi gezerken adeta bir açık hava müzesinde yürüyormuş hissi veriyor. Bu bölgeyi gezmek için yaklaşık 2 saat ayırmanızın yeterli olacağını düşünüyorum. Ancak yol üzerindeki butik kafeler, küçük sanat galerileri ve vintage dükkanlara uğrayarak keşfinizi daha keyifli ve kendinize özgü bir deneyime dönüştürebilirsiniz.

Grossmünster Kilisesi

Grossmünster, Zürih’in dört büyük kilisesinden biri olup, Romanesk mimarisiyle öne çıkan ve protestan bir ibadethane olarak kullanılan tarihi bir yapı. Limmat Nehri kıyısında yer alan bu etkileyici kilise, taş işçiliği ve güçlü duruşuyla şehrin siluetine karakter katan önemli bir simge. 1220 yılında hizmete giren Grossmünster’i ziyaret etmek isterseniz giriş ücreti 8 CHF olarak belirlenmiş. Ziyaretinizde özellikle kaçırmamanız gereken detaylardan biri de kilisenin çift kulesine çıkma imkanı. 62 metre yüksekliğindeki kulelere, 187 basamak çıkarak ulaşabiliyorsunuz ve zirveye çıktığınızda Zürih’in nefes kesici manzarası sizi bekliyor.

Ziyaret saatleri ise şöyle; Mart – Ekim: Pazartesi – Cumartesi 10:00 – 18:00, Kasım – Şubat: Pazartesi – Cumartesi 10:00 – 17:00, Her iki dönemde de Pazar günleri ziyarete açık olduğunu belirtmekte fayda var. Grossmünster, hem tarihi atmosferi hissetmek hem de şehrin panoramik görüntüsünü izlemek isteyenler için kaçırılmayacak bir durak. Eğer hava açıksa, kulelerin tepesinden Zürih Gölü’ne kadar uzanan manzarayı izlemek gününüzü güzelleştirebilir ama aşırı da elzem olduğunu düşünmüyorum.

Bahnhofstrasse (Zürih’in Nişantası Caddesi)

Zürih’in en popüler caddesi olan Bahnhofstrasse, İstanbul için bir benzetme yapacak olursak, adeta şehrin Nişantaşı’sı olarak adlandırılabilir. Dünyaca ünlü tüm lüks markaların bu cadde üzerinde bir mağazası bulunuyor; vitrinlerde en yeni koleksiyonları görmek mümkün. Cadde, mimarisi ve düzeniyle güzel bir yürüyüş rotası sunsa da, dürüst olmak gerekirse bir turist olarak ilgileneceğiniz çok fazla detay sunmayabilir. Eğer alışveriş yapmak istiyorsanız veya vitrin gezmeyi seviyorsanız mutlaka listenize ekleyebilirsiniz; ancak şehrin ruhunu hissetmek için daha lokal bölgeler Zürih’te daha zengin deneyimler sunacaktır.

Limmat Nehri

Limmat Nehri, Zürih’in merkezinden geçerek yaklaşık 35 km yol aldıktan sonra Aare Irmağı’na dökülen, şehrin en önemli doğal güzelliklerinden biri. Şehri ikiye bölen Limmat, Zürih’e hareket ve canlılık katarken, yürüyüş yolları ve kıyı kafeleriyle de ziyaretçilere huzurlu bir atmosfer sunuyor. Özellikle gece saatlerinde, nehir üzerine yansıyan ışıklandırmalar şehrin siluetine gerçekten ayrı bir güzellik katıyor. Kıyı boyunca yürüyüş yaparken hem tarihi binaların ışıklarla birleşen yansımalarını izleyebilir hem de Zürih’in sakin akışını hissedebilirsiniz.

Hauptbahnhof – Zürih Merkez Tren İstasyonu

Burası 1847 yılında açılmış ve bugün günde yaklaşık 3.000 trene hizmet verebilen, 13 platformlu dev bir ulaşım merkezi. Sadece işlevselliğiyle değil, etkileyici dış mimarisiyle de Zürih’in ikonik yapılarından biri olarak öne çıkıyor. İstasyonun en ilginç özelliklerinden biri ise alt katında adeta ayrı bir yaşam alanı bulunması. Bu alanda mağazalar, kafeler ve restoranların yer aldığı geniş bir alışveriş merkezi mevcut. Özellikle kış aylarında, soğuk havalardan kaçmak isteyenlerin tercih ettiği bu alan oldukça kalabalık olabiliyor, şehrin enerjisini ve insan akışını hissetmek için keyifli bir gözlem noktası haline geliyor.

Bauschänzli (Güzel bir mola)

Zürih’i gezerken veya Opera Binası’na doğru yürürken kısa bir mola vermek için en güzel duraklardan biri Bauschänzli. Hem göl kenarında harika bir manzaraya sahip, hem de menüsü lezzetli seçenekler sunuyor. Özellikle güneşli bir havada buradaki masalardan birine oturup kahvenizi içerken şehrin akışını izlemek çok keyifli. Eğer Zürih’te yavaşlamayı, gezinizin tadını çıkarmayı istiyorsanız burada mutlaka bir soluklanmanızı öneririm.

Cabaret Voltaire

Cabaret Voltaire, 1916’da Zürih’te Hugo Ball ve Emmy Hennings tarafından kurulan, Dada akımının doğduğu yer olarak biliniyor. I. Dünya Savaşı’nın yarattığı kaosa tepki olarak ortaya çıkan bu akım, sanatta kural tanımayan, absürd ve deneysel yaklaşımı savunuyordu. Cabaret Voltaire’de şiir okumaları, avant-garde performanslar ve deneysel müzik geceleri düzenleniyor. Bugün hâlâ aktif bir kültür mekânı olarak kullanılan Cabaret Voltaire, hem kafe hem de sergi alanı işlevi görmekte. Zürih’i ziyaret eden sanat meraklıları için bu mekân, şehrin yaratıcı enerjisini hissetmek adına mutlaka görülmeli.

Güzel Sanatlar Müzesi (Kunsthaus Zürich)

İsviçre’nin tarihine derinlemesine ışık tutan bir müze olan Kunsthaus Zürich, 1910 yılında Karl Moser tarafından tasarlanmış. Şato tarzındaki görünümüyle oldukça dikkat çeken bir mimariye sahip müzeyi hızlandırılmış bir tur yaparak yaklaşık 1 saatte (genel bir gezi) yapabilirsiniz. Giriş ücretinin 10 CHF olduğu müzeye eğer Zürih ulaşım kartınız var ise ücretsiz girebiliyorsunuz.

Opera Binası

Zürih Opera Binası, 1834 yılında Mozart’ın ünlü eseri ‘Zauberflöte’ (Sihirli Flüt) ile kapılarını açmış, şehrin kültürel hayatında önemli bir yer edinmiş tarihi bir yapı. Günümüzde, opera binasının faaliyetlerini sürdürebilmesi için Zürih Kantonu tarafından özel sübvansiyonlar sağlanıyor, bu da şehrin sanata verdiği değerin en güzel göstergelerinden biri. Yaklaşık 1.100 kişilik oturma kapasitesine sahip olan bina, 1982 ve 1984 yıllarında renovasyon geçirmiş ve bugün gördüğümüz modern ve zarif haline kavuşmuş. Opera binasını gezmek için iki kez girişimde bulundum, ancak birinde prova, diğerinde ise gösteri olduğu için ne yazık ki iç mekanı detaylıca gezme fırsatım olmadı. Genel olarak, giriş ücreti yalnızca oyun veya etkinlik bileti olarak alınıyor. Eğer uygun bir zamana denk gelirseniz, bina içini gezmek için ek bir ücret ödemeden gezebiliyorsunuz. Bu arada, Opera Binası çevresi ve sahil şeridi akşamları oldukça canlı oluyor. Geceleri sokak müzisyenleri veya küçük grupların canlı müzik performanslarına rastlayabilirsiniz, bu atmosferi mutlaka deneyimlemenizi öneririm.

Çin Bahçesi

China Garden (Çin Bahçesi), Çin dışında inşa edilen ve Çin yerleştirme sanatı Geomanti’ye sadık kalınarak yapılan en büyük Çin bahçesi olma özelliğine sahip. 1994 yılında, Zürih’in kardeş şehri Kunming tarafından hediye edilen bu bahçe, kültürel bir dostluk simgesi olarak şehrin önemli noktalarından biri haline gelmiş. Zürih Gölü’nün kıyısında yer alan China Garden, konumu sayesinde ziyaretçilerine hem sakin hem de manzaralı bir atmosfere sahip. Giriş ücreti 4 CHF. Ziyaret saatleri ise şöyle; China Garden, 18 Mart – 18 Ekim tarihleri arasında, pazar günleri ve resmi tatil günleri dahil olmak üzere her gün 11:00 – 19:00 saatleri arasında ziyarete açık.

Freitag Kulesi (Vaktiniz var ise opsiyonel)

Freitag Kulesi, 17 adet deniz aşırı konteynerin üst üste konulmasıyla inşa edilmiş, 26 metre yüksekliğinde ilginç bir yapı. Kule, yenilikçi tasarımı ve geri dönüşüm odaklı mimarisiyle Zürih’in alternatif simgelerinden biri olarak öne çıkıyor. Kulenin ilk katında Freitag markasının satış ofisleri var. Burada markanın ünlü geri dönüştürülmüş çantalardan alışveriş yapabilir veya ürünlere göz atabilirsiniz. Açıkçası Zürih’te ilk görülmesi gereken yerlerden biri olmasa da, eğer vaktiniz varsa farklı bir mimari deneyim görmek ve şehrin yaratıcı yüzünü keşfetmek için uğrayabileceğiniz bir nokta. Ayrıca kulenin hemen yanında yer alan bahçedeki kafelerde oturup bir şeyler içebilir, konteynerlerin arasında Zürih’in alternatif enerjisini hissedebilirsiniz.

Zürih Yerel Lezzetleri

Fondü: Eritilmiş peynire uzun çubuklar yardımıyla ekmek batırılarak yenilen Fondü, Gravyer ve Emmental peynirlerinin karışık eritilmesiyle yapılıyor. İçerisine ek olarak mısır nişastası, un, beyaz şarap ve likör de koyuluyor. Önerim öncelikle alkolsüz olanından söyleyin. Fondü’nün ortaya çıkışı ise savaş yıllarına kadar dayanıyor. Zürih’in en önemli lezzetlerinden biri olan Fondü’yü çok sevdiğimi söylemem ama buraya geldiğinizde tatmanız gereken yerel lezzetlerin başında geliyor. Fondü için merkezde yer alan ‘Swiss Chuchi Restaurant’ı tavsiye ederim. Geleneksel bir kişilik Fondü’nün fiyatı 30-35 CHF civarlarında. Bir tane Fondü genellikle 2-3 kişiye rahatlıkla yeter.

Brazel (Bagel): Hindili, çikolatalı, tavuklu, ezmeli, peynirli, zeytinli veya sosisli olarak birçok çeşidi olan Brazel, kahvaltıda en çok tercih edilen yerel lezzetlerden bir tanesi. Lezzetli bir tadı var ama bence fiyatı biraz pahalı. 1 Brazel ortalama 5-6 CHF civarlarında.

Bratwurst: İnce kıyılmış dana etinden yapılan ‘Bratwurst’, Alman sosisi olarak da adlandırılıyor ve gün arası atıştırmalık olarak tüketiliyor. Açıkçası ben tadını çok sevdim. Kelime anlamı olarak ‘Brat’ inci kıyılmış etten, ‘Wurst’ ise sosisten geliyor. Ortalama 1 Bratwurst 8-9 CHF civarlarında.

Raclette: Raclette aslında bir peynir türü. Bu yiyeceğin Raclette adını almasının sebebi ise son dokunuş olarak üzerine bu peynirin eritilmesinden geliyor. Tat olarak bizdeki simidin tuzlusuna benziyor denilebilir. 1 Raclette yaklaşık 3-4 CHF civarlarında. Genellikle yemeklerin pahalı olduğu Zürih’de yemek için bol bol Raclette’ye başvurabilirsiniz.

İsviçre Çikolatası: Sanırım bu konuda ne yazsam az kalır J Buraya geldiyseniz kesinlikle yemeden dönmemeniz gereken bir lezzet var İsviçre Çikolatası kesinlikle onlardan bir tanesidir. İsviçre’de kendinizi harika çikolatalar ile çıldırtmaya hazır olun. Zürih’de en güzel çikolataları deneyebileceğiniz dört mekan önerim ise şöyle; 1- Teuscher, 2- Laderach, 3-Sprüngli, 4-Lindt Çikolata Fabrikası

Makaron: Zürih’in bir diğer tatlı lezzeti ise Makaron. Daha önce deneyimlemediğiniz birçok makaron türünü burada deneyebilme imkanı yakalayacağınızı şimdiden söyleyeyim. Makaron için önereceğim yerlerin listesi çikolata mekanları ile aynı. O mekanların hemen hepsinde de mutlaka makaron bulunuyor. 8’li küçük makaronların fiyatı ise 9,90 CHF düzeylerinde.

Fondü Tramvayı (Gece Vakit Kalırsa)

Zürih gezimde sürekli olarak içerisinde yemek yenilen ilginç bir tramvay görüyordum. Bu tamvayı araştırdığımda isminin ‘Fondü Tramvayı’ olduğunu öğrendim. Kişi başı ücretin 95-105 CHF aralığında değişiyor. Bu tramvay, Bellevue’den başlayarak şehrin en popüler yerlerinden geçiyor ve bu yolculuk yaklaşık 2 saat civarlarında sürüyor. Seyahat sırasında sizlere meze tabağı, fondü, şarap ve çikolatadan oluşan bir menü sunuluyor. İnternette rezervasyon için birçok adres bulabilirsiniz.

Zürih Hakkında Tavsiyeler ve Kısa Notlar

  • Sabah erken saatlerde Ueitleberg’e gidin ve harika doğada yürüyüş yapın. Ueitleberg’in zirvesinden kahvenizi yudumlayarak şehri izleyin,
  • ‘Zürih Gölü’ ve ‘Eski Şehir’ civarlarında acele etmeden bir yürüyüş turu planlayın. Şehrin merkezinde yer alan Alter Botaniskm Garden’da da sabah yürüyüşü güzel olabilir,
  • Eski şehrin sokaklarında biraz kaybolun,
  • Mutlaka İsviçre Çikolatası ve yerel lezzetleri deneyin,
  • Limmatquai, Augustinergasse ve Rennweg Caddesi’Nin sokaklarında kaybolun,
  • Tramvay ile şehirde yolculuk yapın,
  • Vaktiniz olursa opera binasında bir oyun veya müzikale katılın,
  • Tarihi mekanlarını mutlaka gezin,
  • Merkezin dışındaki yerleşim yerlerinde de yürüyerek şehri tanımaya çalışın,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir