19 Günlük Dijital Detoks ile Neler Öğrendim?

Ünlü blogger ve yorumcu Andrew Sullivan “Bir Zamanlar Bende İnsandım” başlıklı yedi bin kelimelik yazısı 2016 yılının Eylül ayında New York Magazine’de yayınlandı. Yazının hayli tedirgin edici başlığının altında şu yazıyordu: “Sonu gelmez, haber, dedikodu ve görsel bombardımanı bizi minik bilgi bağımlılarına çevirdi. Ben çöktüm. Sizi de çökertebilir.” Andrew Sullivan’ın yazdığı bu satırlar Cal Newport’un kaleme aldığı ’Dijital Minimalizm’ kitabının da giriş bölümünü oluşturuyordu. Sullivan ve Newport tarafından kaleme alınanları okuduğumda hayatıma dair ciddi bir sorgulama süreci geçirmiştim. O günden sonra belirli bir süre teknolojiden uzak kalmak hep aklımın bir köşesinde yer aldı.  Geçtiğimiz günlerde bu düşüncemi gerçekleştirme olanağı buldum ve 19 gün süren dijital detoks yapabilme fırsatını yakalayabildim. Kısa bir zaman dilimi olmasına karşın kendime dair önemli kazanımlar elde ettiğim bu yolculuğa dair deneyimlerimi de sizlerle paylaşmak istedim.

Deneyim kısmının altını baştan çizmek isterim. Bu yazı hepimizin bir şekilde duyduğu ‘Dijital Detoks’ kavramının uygunlanmasına yönelik bir deneyim yazısı.

19 günlük bu süreçte televizyon, telefon, tablet, akıllı saat gibi günümüz teknolojisine sahip hiçbir cihazı kullanmadım hatta yanıma dahi almadım. Konuşmak için ankesörlü telefonları kullanmayı tercih ederken, müzikten vazgeçemeyeceğim için yirmi liralık eski tip bir cep radyosunu yanıma aldım. Ek olarak Casio’nun efsane F-91W modeli de benimle beraberdi.

 

Temelde yapmak istediğim şey Neo-Luddites (yeni teknolojilerin büyük ölçüde terk edilmesi) anlayışına yakın bir davranış modelini uygulayabilmekti. Başkalarından gelen bilgilere tepki vermeyi bırakıp, sadece kendi düşünce ve deneyimlerime odaklanmayı yani gönüllü yalnızlığı tercih etme niyetiyle bu işe koyuldum. Her ne kadar bulunduğum ortam dijital detoks yapmamaya dair fırsatları barındırsada ben amacımdan şaşmadım 🙂

İlk başlarda teknolojiyi hayatımdan çıkarmanın fikrini kabul etmek dahi kolay olmadığını söylemek isterim. Sürecin üçüncü günden itibaren ‘Geride Kalma Korkusu (Fear of Missing Out), Telefonsuz Kalma Korkusu (Nomofobi)’ gibi duyguların baskısını şiddetli bir ekilde hissetmeye başladım. Dijital detoks süreciyle ilgili ilk sınavımı da burada verdim diyebilirim. Dışarıda hayat devam ediyor, ben geride mi kalıyorum? gibi soruların etkisi zihnimde giderek arttırmaya başlamıştı. Tüm bu soruların gölgesinde ‘Teknolojiyi gerçekten ne için kullanıyorum?’ gibi soruları da kendime sormak için bolca fırsatım oldu. Bu soruları sormaya başlamam kontrolün de yeniden kendime geçmesine büyük katkı sağladı.

 

Bu süreçte okumayı temel aktivite olarak zihnimde kodlamıştım. Boş bulunduğum her an bir şeyler okumak için çaba harcadım. On dokuz günlük süreçte toplamda on üç kitap bitirdim. Bitirdiğim her kitabın özetini çıkardım. Önemli noktaların üzerinden tekrar tekrar geçme olanağı buldum. Her kitabı bitirdiğimde ‘Geride Kalma Korkusu (Fear Missing Out) tersine dönmeye başladı. Okumaya harcadığım bir saat ile dijitalde harcadığım bir saati kıyasladığım tabloları çizmeye başladım. Bu tablolardan gördüm ki dijitalin öğretileri hiçbir zaman okumanın öğretileri kadar güçlü, kalıcı ve yönlendirici değildi.

Günlük hayatta sosyalleştiğimizi düşündüğümüz her konunun gizli endişesi olan ‘Sosyalleşme İllüzyonu’nunu gerçek anlamda anlayabildim. Bu süreçte çevremdeki insanlar ile daha fazla sohbet etme, tartışma ve görüş alışverişi yapmaya vakit bulabildim.

 

19 günlük süreçte her gün düzenli olarak spor ve yürüyüş yapmaya çalıştım. Kendime dair kararların birçoğunu da bu yürüyüşlerde aldım.  1980’li yıllarda Roma’da ortaya çıkan ve fast food’a alternatif yerel gıda ürünleri ile geleneksel mutfağa teşvik eden ‘Yavaş Gıda’ anlayışını yeme-içme kültürümün en merkezinde oldu. Özlediğim fast food tatları da tabiki oldu ama klasik mutfağa dönmenin keyfi ayrı güzeldi.

Dijital detoks yolculuğunda sosyal baskılardan dolayı bize dayatılmaya çalışılan şeylerin aslında kendi gerçekliğimiz olmadığını çok net bir şekilde gördüm. Sahip olduklarımın ne kadar önemli olduğunu, çoğu zaman sahip olduğum da dahi mutsuzluk kaynağı olan bazı şeylerin ne kadar da kıymetli olduğunu idrak ettim.

Bugün, dijital düzen içerisinde yoğrulan kişisel ve sosyal hayatımıza dair bu tarz kısa molalar vermenin büyük faydalar sağlayacağını net olarak anladım. Dijital detoks için sürelere takılı kalmamanızı öneririm. Kısa zaman dilimlerinde dahi bu uygulamayı yapmanın büyük öğrenimler ve katkılar getireceğini düşünüyorum.

19 GÜNLÜK DİJİTAL DETOKS SÜRECİ İLE ÖĞRENDİKLERİM VE ALDIĞIM KARARLAR

  • Teknoloji kullanım felsefemi gözden geçirdim ve kendime yeni bir kullanım haritası belirledim.
  • Teknolojiyi bir dikkat dağıtma aracı olmaktan çıkarıp daha kaliteli bir hayatı desteklemek için kullanmaya başlama kararı aldım.
  • Uzun zamandır ertelediğim bazı isteklerimi yapmak için somut adımlar atmak için harekete geçtim.
  • Günlük okuma alışkanlığımı daha disiplinli hale getirdim ve okumaya ayırdığım süreyi arttırdım.
  • Çevremdeki insanlarla sohbet etmek için dijital araçlardan ziyade yüz yüze konuşmayı tercih etmeye başladım.
  • Gönüllü yalnızlık anlayışını günlük hayatıma kısa dilimler halinde yerleştirmeye başladım.
  • Yakın zamanlı hayallerimi yapabilmek için ek finansal kaynaklar yaratmaya başladım.
  • Sahip olduklarımın değerini daha iyi anlama imkanı yakaladım.
  • Bazı merkezde olduğum işlerin aslında ben yokken de çok rahat ilerleyebildiğini, bu işler için hayatımı yaşamayı ihmal edecek kadar üzülmeye ve vakit ayırmaya gerek olmadığını gördüm.
  • Her ne olursa olsun aile kavramın değerli olduğunu bir kez daha deneyimledim.
  • Doğa ile birlikte olabileceğim fırsatları arttırmaya başladım.
  • Kendimle baş başa kalabileceğim ve kararlar alabileceğim yürüyüşlere daha fazla zaman ayırmam gerektiğini anladım.
  • Televizyon ve dijital araçlar ile geçirdiğim zaman dilimini daha da azaltmak için adımlar attım.
  • Tiyatro, müzikal, konser gibi aktivitelere daha fazla zaman ayırmaya başladım.
  • Geride kalma gibi sosyal baskılı korkuların yersiz ve altyapısız olduğunun farkına vardım.

Görsel Kaynaklar

https://www.thedadsnet.com/unplug-take-digital-detox-summer/

https://www.huffpost.com/entry/fomo-fear-of-missing-out_b_9555184

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir