Ticaretin Yeni Düzeni: Hızlı Ticaret (Q-Commerce)

E-Ticaret ve S-Ticaret gibi tanımlamaların yanına bir yenisini daha eklemek ister misiniz? o zaman sizleri “Q-Ticaret yani Quick Commerce (Hızlı Ticaret)” ile tanıştıralım.

Her şeyden önce bugün ve gelecekte teslimat hızının karlılık üzerinde etkili bir faktör olduğunun ve hatta olacağının altını çizelim. Yapılan farklı araştırmalara göre, teslimat hızından dolayı tüketiciler, bir ürüne yüzde 40 daha fazla ödeme yapmaya hazır. Tüm dünyada yaşam tarzları  ve müşteri davranışları değişiyor. Hız ve rahatlık artık her zaman olduğundan çok daha önemli. McDonalds‘ın 1940 yılında uygulamaya başladığı hızlı teslimat modeli belki de bugünkü hızlı ticaretin modelinin ilk adımları olarak değerlendirilebilir. 

Hızlı ticaretin detayına girmeden önce kısaca ticaretin jenerasyonlarına bir bakalım. Birinci nesil evren geleneksel ticaret dönemiyken, ikinci nesil evren e-ticaret, üçüncü nesil evren ise hızlı ticaret olarak ifade ediliyor. Üçüncü nesil dönemin artık hayata adapte olduğunu ve tüketici tarafında oluşan beklentilerinin de olgunlaştığını, talebe dönmeye başladığını unutmadan devam edelim.

Son yıllarda perakende dünyasının en büyük trendlerinden bir tanesi olan Q-Commerce, ağırlıklı olarak 1 saatin altında teslimat yapabilen bir e-ticaret yöntemi. E-ticaret ile birçok ayrışma noktası olmasına karşın genel anlamda teslimat hızı en belirleyici nokta. Bir anlamda Q-ticaret, e-ticaretin doğal bir evrimi.

Hızlı ticaret ile e-ticaret arasındaki farklara gelecek olursak ise detaylar şu şekilde.

Tüm süreçlerinde hızlı olmaya odaklanan ticaret dünyasında, hız tanımlamasının iki boyutu mevcut. Birincisi sipariş, ikincisi ise teslimat. İlk noktada uzun formlar doldurmaya ve sayfalara göz atmaya gerek kalmadan, siparişlerin hızlı ve kolay bir şekilde verilebilme durumu geçerli. Bir e-ticaret sitesinde aradığınızı bulmak adına önemli bir vakit harcarken, hızlı ticarette (Q-Commerce) bu sürelerin çok daha kısaldığının altını çizelim. Teslimat noktasında ise sürelerin bir saatin altında gerçekleşmesi durumu geçerli.

Önemli farklardan bir diğeri de hiper kişiselleştirmenin hızlı ticarette çok daha etkin kullanılması ve yapay zekanın önerileri sunma noktasında etkin bir rol üstlenmesi.

Temelinde çok büyük depolar yerine daha küçük metrekarelere sahip, fakat sayı olarak daha geniş alana yayılan karanlık depo veya mikro karşılama merkezleri (Micro Fulfilment Centres – MFCs) hızlı ticaret yaklaşımın merkezinde yer almakta. Müşteri kullanımına kapalı olan ve yalnızca online siparişlerin tedarik edilmesi için kullanılan karanlık noktalar, talebe bağlı teslimat (on-demand delivery) sistemin işlemesi için de kritik faktörlerden.

Hızlı ticaretle elektronik ticaret arasındaki diğer ayrışma noktaları ise şu şekilde; 

Ticaret  Q-Commerce E-Commerce
Teslimat Kendin Al 15 – 90 Dk. 2-4 Gün
Depolama Mağazalar Karanlık Mağaza Büyük Depolar
Sürdürülebilirlik Çevre Dostu Araçlar  Karayolu – Havayolu 
Uyarlama İlişkiler Hiper Kişiselleştirme Kişiselleştirme
Ürün Tüm ürünlere erişim Küçük Seçimler Mevcut Ana Ürünlere Mevcut
Çalışma Saati Mesai Saatleri Mesai Saatleri 24 Saat
Önemli Nokta İndirim İndirim Hız

Hızlı ticaret sistemi çevik ve esnek yapısıyla ön plana çıkıyor. Delivery Hero, Getir, Glovo, Gorillas gibi şirketler bu iş modeline sahip bazı örnekler. Türkiye’de ise Getir, Trendyol Go ve Yemeksepeti Banabi gibi uygulamalar hızlı ticarete örnek gösterilmesine karşın, bu şirketlerin tam anlamıyla doğru bir örnek olmayacağının da altını çizelim. Nedeni ise kişiselleştirme ve teslimat noktalarında ki bazı uyuşmazlıklar olduğu görüşündeyim.

Konunun büyüklüğüne bir de ticaret hacmi açısından bakalım. Hızlı ticaret ekosisteminin 2030 yılına kadar dünya genelinde 450 milyar avroya yakın bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor.

Bu noktada 40’tan fazla ülkede 22.000’den fazla çalışana sahip Delivery Hero’nun sunduğu değer önerisi aşağıdaki gibi. Her şeyin bir saatin altında tamamlanması!

İnternet üzerinde yapılacak olan alışverişin geleceğini sembolize eden hızlı ticaret kavramı, çevrimiçi alışveriş yapma şeklini değiştirme potansiyeline sahip. Markaların bu dünyaya adapte olmaları için önlerinde çok fazla zaman yok. Dünya genelinde bu alana yönelik büyük yatırımlar da söz konusu. Bu alandaki markalar son üç yıldır eksponansiyel büyümeler açıklıyor. Şüphesiz ki doygunluk seviyesine gelinecek noktalar olabilir fakat fırsatın gözden kaçmaması lazım.

Ürünün hacmi düşünüldüğünde yiyecek teslim etmek kadar pratik olmayan otomotiv sektörü dahi bu uygulamaya yavaş yavaş geçmeye başladı. Dolayısıyla hızlı ticaret konusu perakende dünyasının en önemli ve belirleyici gündem maddelerinden bir tanesi.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir