Milano Hakkında Tavsiyeler ve Notlar

Hem Milano Centrale tren merkezi hem de Bergamo Havalimanı’na ucuz uçuş imkanlarından dolayı Milano Avrupa’ya seyahatinde bir üs haline gelmeye başladı. Milano keyifli bir şehir olmasının yanında, İtalya’nın kuzeyinde Lombardiya bölgesinde bulunan ve ülkenin en büyük ikinci şehri. Moda ve tasarım detaylarıyla daha çok duymaya alıştığımız bu şehir tarihi, kültürel ve ekonomik açıdan zengin bir geçmişe sahip.

Her şeyden önce Milano, dünyanın en önemli moda ve tasarım başkentlerinden bir tanesi. Şehrin AC Milan ve Inter Milan olmak üzere dünya çapında iki futbol kulübü var. Burası birçok detayda İtalya’nın ekonomik başkenti olan şehir. Sokaklarında kaybolmanızı ayrıca öneririm.

Her gelişimde sınırlı vaktim olduğu için bu yazıyı da çok kısa zamanda Milano’da ne yapabilirsiniz üzerine kurgulamak istedim.

Milano’da Nerede Kaldım?

Milano’da Duomo’ya 3-4 dakika yürüme mesafesinde olan ve keyifli bir balkonu olan ApArt Hotel Lupetta 5‘da da kaldım. Gecelik ücreti ise 2.740 TL civarlarındaydı. Ayrıca balkonu da ara sokakta olmasının yanında tarihi bir yapıya bakıyordu.

Milano Katedrali (Duomo di Milano) Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler

Piazza del Duomo’da yer alan ve 11.700 m2 alan üzerine kurulu Milano Katedrali şehrin hem simgesi hem de merkezi konumunda. Milano’ya gelmişken görülecekler listesinde tartışmasız bir numara. Üstelik çok ilginç detaylara da sahip. Sahip olduğu gotik mimarisi ile kendisine hayran bırakan Milano Katedrali her detayı ile zarif ve eşsiz. Avrupa’nın birçok bölgesinde Katedral görmüş olabilirsiniz ama buranın kendisine has özelliklerini hemen şöyle sıralayayım. Terasa çıkış 15 Euro, Duomo + Müze ise 8 Euro. Bu arada randevu sistemine göre bilet alındığı için burayı gezmek istiyorsanız hızlıca bilet gişesine gidecek rezervasyonlu biletinizi almanızı da öneririm. Milano Katedralini gezmek için 1,5-2 saat civarı ayırmanızı öneririm.

Detaylardaki farkı sizlerde anlayacaksınız

–  Her şeyden önce bu Milano Katedrali yapımı 1386 yılında başlamasına rağmen tamamlanması tam 600 yıla yakın sürmüş.

– Milano Katedrali (Duomo di Milano) İtalya’nın en büyük kilisesi konumunda.

Burası dünyadaki en çok heykele sahip katedral. İçeride 3.400’ten fazla heykel ve 700’ün üzerinde mermer figürün bulunduğunu belirtiyor. O yüzden burayı gezerken heykellerin detaylarına ayrı dikkat etmenizi öneririm.

– İçeride gezerken orta alanın en üst kısmında yer alan kırmızı ampule dikkat edin. Burada İsa’nın çarmıha gerilmesindeki üç çividen bir tanesinin burada olduğunu simgeleyen kısım.

– Bugüne kadar Duomo’nun gerçek mimarının kim olduğu bir türlü ortaya çıkarılamadı.

– Milano Katedrali’nin dışında ve çatısında oldukça fazla heykel yer alıyor. Heykellerin yüzü ise şehre dönük durumda. Heykeller şehri koruduğuna inanıldığı için bu şekilde konumlandırılmış.

– Katedralin en tepesinde Türkçe tabiri ile Madonna heykeli bulunuyor. Madonnina, “Küçük Meryem Ana” anlamına gelmekte ve Hristiyan geleneklerinde Meryem Ana’nın tasvir edildiği bir heykel. Madonnina, 4.16 metre yüksekliğinde, altın kaplama ve bronzdan yapılma. Madonna heykelinin ikinci dünya savaşında zarar görmemesi ve vurulmaması için üzerinin de örtü ile kapatıldığı belirtiliyor.

– Duomo’yu dünyadaki kiliselerden ayıran bir diğer detay ise görünür çan kulelerinin olmaması.

– Duomo cephesinin 1811’de Napolyon’un oğlunun doğumunu şık bir şekilde kutlamak için Napolyon Bonapart’ın ısrarı sayesinde bitirilebilmiş.

– Milano katedralinin dışında yer alan Özgürlük Hanımı adındaki heykeller bugünkü Özgürlük Heykeli’ne benzetiliyor.

Milano Katedrali’nde zemininde bir güneş saati yer alıyor. Kilisede girişte hemen sağ kısımda yer alan üst kısımda bir boşluk bulunmakta. Oradan süzülen ışık ile içeriğe güneş ışığı vuruyor. Bronz dil yaz gündönümü olan 21 Haziran’a, meridyen ise kış gündönümü olan 21 Aralık’a ayarlanmış durumda.

Galleria Vittorio Emanuele II

Milano’nun tarihi ve en ünlü alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele II, İtalya’nın en eski alışveriş galerilerinden bir tanesi. Burası 1865 ile 1877 yılları arasında inşa edilmiş ve adını o dönemdeki İtalya Kralı I. Vittorio Emanuele’den almış. Galeri içerisinde dünyaca ünlü markaların mağazaları bulunuyor fakat çok kalabalık durumda. Zeminde oldukça dikkat çekici mozaiklerin yanında üst kısımlardaki işçilik ve eserlerde oldukça görülmeye değer.

Zeminde yer alan boğa mozaiğindeki testislerinin etrafında dönerken ayak topuklarıyla üç kez çarptıklarında bunun şans getireceğine inanılıyor. Açıldığı dönemlerde Milano’nun elit sınıfı, sosyalleşmek ve alışveriş yapmak için burayı merkez haline getirmiş. Bu arada Prada markasının Fratelli Prada adında bir bagaj mağazası olarak burada ortaya çıktığını da belirteyim.

 

Sforzesco Şatosu

O kadar ülke gezmeme rağmen beni şato anlamında gerçekten etkileyen nadir eserlerden bir tanesi. Önüne gittiğinizde gerçekten o dönemlerde kapıya bir savaşçı olarak dayandığınızı hayal etmenizi özellikle isterim. Yapı zaten o andan sonra içerisine sizi davet ediyor. Burası ilk olarak ilk olarak 14. yüzyılın sonlarına doğru savunma amacıyla Visconti ailesi tarafından inşa ediliyor. Şatonun iç kısmında yer alan müzelerde Leonardo da Vinci’nin eserleri de yer almakta. “Son Akşam Yemeği”nin başka bir versiyonu olan “Son Akşam Yemeği” tablosunu burada görebilirsiniz. Bu kalenin 16. ve 17. yüzyıllar arasında Avrupa’nın en büyük kalesi olduğunun da altını çizelim. Burası Kasım-Mart arası 07:00 – 18:00, Nisan – Ekim arası ise 07:00 – 19:00 saatleri arasında açık. Giriş ücreti ise her şey dahil 5 Euro. 

Yine ek olarak Sforzesco Şatosu’nda Michelangelo’nun son eserlerinden biri olmasının yanında ölümünden önce tamamlanamayan bir parça olmasıyla ön plana çıkan “Pieta Rondanini”ye ev sahipliği de yapmaktadır.

Arco della Pace

Milano’nun birçok şehir kapısından biri olan Porta Sempione’de bulunan Arco della Pace bir zafer takı. Bu eser dönemin Fransız hükümeti tarafından Napolyon Savaşları sırasında elde edilen zaferlerin anısına yapılarak İtalyanlara hediye edilmiş. Bu zafer takı Milano’nun en büyük neoklasik mimari örneklerinden bir tanesi konumunda. Bu tak 1807-1838 yılları arasında tam 21 yılda tamamlanmış. Bu arada zafer tagının çevresinde çok güzel park ve bahçelerin olduğunu da belirteyim. Sadece Sforzesco Şatosu ile arasında bulunan Sempione Parkı’nın karanlık yerlerinde gece yürürken dikkatli olmanızı öneririm.

Zafer takının üst kısmında Barış Tanrıçası Minerva’nın at arabası sürdüğünü göreceksiniz. Sağ ve solundaki her bir köşede ise Lombardiya’nın dört nehrini temsil eden dört muzaffer şövalye bulunuyor. Bunlar: Po, Ticino, Adigio ve Tagliamento. Takın üzerinde yer alan yazılar ise Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında ölen İtalyan askerlerine saygı sunmak amacıyla yazılan yazıtlardır.

Sempione Parkı

Arco della Pace (Barış Takı) ve Sforza Şatosu’nun arasında yer alan bu park özellikle sabahları çok keyifli alıyor. Güzel bir kahve ile keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz. Parkın içerisinde Giuseppe Grandi’nin yaptığı ve Napolyon’a adanan “Napoleon Dikilitaşı” dikkat çekici eserlerden.

Starbucks Reserve Roastery Mağazası

Starbucks kurucusu Howard Schultz’ın Milano’ya yaptığı bir iş gezisinde sırasında kahveyi bir sosyalleşme aracı olarak görmesi üzerine ilham aldığı ve hayata geçirdiği Starbucks markası yıllar sonra hikayesinin doğduğu topraklarda ilk mağazasını burada açmış. Piazza Cordusio’da yer alan bu mağaza 2.500 m2 alan üzerine kurulu. Starbucks Reserve Roastery Milano, Starbucks’ın  Avrupa’daki en büyük, Dünya’daki ise en büyük üçüncü mağazası.  Burası eski bir posta ofisi ve tarihi bir bina.

Starbucks burayı açabilmek için özel izinler alıyor ve dönüşümü için 20 Milyon dolar civarlarında para harcıyor. İçeride İtalyan kahve kültürü ile birleşen ve başka Starbucks mağazalarında göremeyeceğiniz kahve türlerini deneyimlemeniz de mümkün. İç kısmında Starbucks’ın her detayına şahit olacağınız bu mekanda bir kahve içmenizi öneririm.

La Scala

Tam adıyla Teatro alla Scala, Milano’da bulunan ve dünyaca ünlü bir opera binası ve konser salonu. İç kısmının görsellerine bakmıştım gerçekten etkileyiciydi. 1778 yılında açılan bu etkileyici yapı şu an dünyanın en önemli opera ve bale sahnelerinden biri olarak da kabul edilmekte.

İmkanınız olursa burada bir oyuna mutlaka gitmenizi öneririm. Salonun iç ambiyansını daha önce burayı ziyaret eden pek çok arkadaşımdan  da dinledim. Burasının yaklaşık 2.000 ila 2.300 arası kapasiteye sahip olduğunu da belirteyim.

Milano Atmosfera

Milano şehrimi güzel bir akşam yemeği eşliğinde turlamak isterseniz Atmosfera tramvayına bir bakın derim. Her akşam Piazza Castello, 2’den hareket eden tramvay Teatro alla Scala ve Galleria Vittorio Emanuele, Porta Nuova, Dikey Orman, Arco della Pace, Duomo, Darsena, Santa Maria delle Grazie’den geçiyor. Birçok alternatif mutfağa sahip bu tramvay ile şehri de bir o kadar keyif görebilirsiniz. Kişi başı menü akşam 90 Euro, öğlen ise 70 Euro civarındaymış. 

Burayı günlük planlama ile sizlere anlatmaya çalıştım. Milano aslında büyük fakat detayları anlamında bir Roma veya Floransa kadar geniş değil. O yüzden 1 veya 1,5 günde çok keyifle gezebileceğiniz bir şehir.

2 Yorum

  1. Erdoğan Çetindağ Yanıtla

    İyi günler hocam.milanoya günü birlik gezilebilecek yerler sizce nereler?mesela portofino yakın bir yer olur mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir