Yunanistan’ın kuzeyinde, Halkidiki yarımadasının doğu ucunda yer alan Aynoroz Yarımadası, eşsiz bir özelliği ile dikkat çekiyor: Burası, yaklaşık 1.000 yıldır kadınlara tamamen kapalı. 335 kilometrekarelik bir alana yayılan bu kutsal bölge, yoğun ormanlarla kaplı dağlık bir araziden oluşuyor ve bugün dünyada kadınların girmesinin yasak olduğu en geniş alan olarak biliniyor. Sadece denizden ulaşımın olduğu bu bölgeye kadınların sahilden dahi 500 metre yaklaşmaları yasak.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Aynoroz Yarımadası’nda, 20 manastır bulunuyor ve yaklaşık 2.000 keşiş burada yaşıyor. Ancak, bunu deneyimlemek isteyen erkek ziyaretçilerin öncelikle özel bir izin alması gerekiyor. Özel izne sahip olmayan herhangi bir kimse ise bu özerk alana giriş sağlayamıyor.
Günlük ziyaretçi sayısı sınırlı tutuluyor ve ziyaretçilerin manastır yaşamının kurallarına uyum sağlamaları bekleniyor. Aynoroz’da gerçekleştirilen tüm dini ayinler ve ritüeller ise yalnızca erkekler tarafından gerçekleştiriliyor.
Politik olarak Yunanistan’a bağlı olan Aynoroz, dini açıdan İstanbul Fener Rum Patrikanesi’ne bağlı konumda. Yarımada, Bizans İmparatorluğu’ndan bu yana özerklik statüsünü koruyor ve bugün de Yunanistan Anayasası’na göre özerk bir yönetim yapısına sahip. Yönetim, 20 manastırın temsilcilerinden oluşan bir konsey tarafından yürütülüyor.
Yüzyıllardır, kadınların Aynoroz’a giriş yasağı titizlikle uygulanıyor. Sadece erkeklerin girebildiği bu yarımadada, bu kural hayvanlar için de geçerli; yalnızca dişi kuşlar burada doğal olarak yaşamaya devam ediyor. Burada kadını sadece Azize Meryem’in temsil edeceğine inanılıyor.
Neden Kadınlara Yasak?
Aynoroz’daki manastırların temel ilkesi, keşişlerin dünyevi bağlardan ve cinsellikten tamamen uzak durarak ruhani bir yaşam sürdürmeleridir. Kadınların varlığı, bu ruhani izolasyonu tehdit edebilir ve keşişlerin manevi saflıklarını koruma çabalarını zorlaştırabilir. Bu nedenle, kadınların Aynoroz Yarımadası’na girişi yasaklanmış ve bu yasak, keşişlerin ruhani odaklanmalarını koruma amacıyla günümüze kadar süregelmiştir.
Kadın yasağı yarımadada çok ciddi şekilde uygulanmasına karşın II. Dünya Savaşı, 1830’larda Yunan Bağımsızlık Savaşı, bazı feminist aktivistler ve gazeteciler tarafından çok kısa süreli ihlal girişimlerine sahne olmasına karşın yasak hiçbir şekilde bozulmamış.
Bir yanıt yazın